top of page
dengedehayat

HAYAT VE ÖLÜM


Karmaşık duygularla geçen bir haftadan sonra kendime ve çocuklarıma notlarım…

Hayatta tek mutlak gerçek içinde bulunduğun “an”. Ne öncesi ne sonrası.

“Keşke”lere, “acaba”lara yer yok.

“İyi ki”leri çoğaltmak bütün mesele.

Pişmanlıklara değil, güzel anılara daha çok yer açmak. Geçmişi düşünerek veya geleceği planlayarak “an”ı kaybetmemek.

Hayatı ertelemeden yaşamak. Ötelemeden, vazgeçmeden, bırakmadan, pes etmeden…

İhtiyacı olanın elinden tutmak, yardım etmek, bazen görünmez olup, gölge gibi destekleyerek…

Sana bugün kötülük yapanı, kendince seni kandıranı, üstüne çıkanı, kin tutmadan özgürce affederek… vakti zamanı geldiğinde sana hiç bunları yapmamış gibi ihtiyacı olduğunda, iyilikle ve nezaketle davranabilmek…

Çünkü hayatta herkes kendinden sorumlu. Tüm yarışımız da tüm sınavlarımız da hep kendimizle…

Bolluk ve bereket paylaştıkça artar… insanın önce gönlü zengin olacak, emek verip çalışınca zaten gerisi gelir.

Hatalar da insana özgü, insana ait… gelişimimizin, sınavlarımızın bir parçası… kusursuzluk değil peşinde olduğumuz… mühim olan aldığımız dersler ve sonrasında yolumuza kattıklarımız.

Ve hiçbir zaman kaybetmememiz gereken umutlarımız… hayallerimiz…

Sabah uyanıp yataktan kalkar kalkmaz başlayan hayat koşturmacasının içinde, bazen durup bir nefes alıp bunları düşünebilmek… bir başkasına “nefes” olabilmek… bir gün alacağımız o son nefesten sonra arkamızda hoş bir seda bırakabilmek…

İşte bütün mesele, o ilk nefes ile son nefes arasında yolumuza kattıklarımız, ışık olabildiklerimiz…

Işık olmadan önce ne kadar ışık saçabildiğimiz…

Kalbimi sızlatan bir kaybın ardından…

138 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page